27 Nisan 2008 Pazar

Aslanlar

söze gerek yok

25 Nisan 2008 Cuma

Gökdeniz'li Rubin


klasik bir tabirdir emre'li newcastle, tuncay'lı middlesbrough, hamit'li bayern. sanırım bunlar arasında en gerçekçi olanı gökdeniz'li rubin olacak. gökdeniz bir rus orta sıra takımını sırtlayabilecek kapasitede olsa gerek. gerçi bu seneye çok iyi başladılar 7'de 7 yaptılar ve en yakın rakiplerine 7 puan fark attılar. neyse konumuz bu değil. gökdeniz'in rubin'e gitmesi başta tüm futbol kamuoyuna garip gelmişti. birçoğuna göre -ben de dahil- önemli olan lig kalitesiydi ve rus ligi türkiye ligi'nden çok üstte değildi. yanlış bir tercihti bu. tıpkı fatih tekke'ninki gibi... ama aslında düşünüyorum da gökdeniz'i, futbol tarzını, karadeniz insanına ait duygularını, rahat, teknik oynayan göbekli halısaha abisi tipini; ona büyük ligdeki küçük takım yakışmazdı. küçük ligin büyük futbolcusu olabilme şansını kaçırmaması daha iyi oldu sanki. hem rusya mis gibi yer... kadınından havasına kadar çok tercih edilesi bir ülke. ne iyi etti de gitti. bahse girerim gökdeniz'li rubin tabirini ruslar bile kullanır. bahse girmeyi gökdeniz de çok sever. evet, gönderme yaptım.

24 Nisan 2008 Perşembe

Kupa 2


uefa kupasını her zaman daha çok severim. bitanem galatasarayımın kupayı almasıyla bir alakası yok bunun. uefa kupası her zaman sürprizlere açık olmuştur. son 10 yılda 9 farklı takım kazanmış bu kupayı mesela. ve bu takımlardan inter ve liverpool dışındaki 7 takım hep istikrar sağlayamayan bir üst sınıfa ulaşamayacak takımlardan oluşmakta. amatör ruhu az da olsa hissediyorsunuz bu kupada. chelsea ve liverpool birbirleriyle oynaya oynaya kaşarlanırken bugün bayern-zenit maçını izleyeceğiz mesela. 4 ayrı ülkeden takımlar var yarı finalde. deplasmanda alınan galibiyetlerle çıkmış hepsi. sürprizler kupası yani bu kupa 2. eğer bu yıl da zenit gibi ikinci sınıf bir takım mutlu sona ulaşırsa gözümde değeri kat be kat artacak. acı şekilde elenen gönüllerin şampiyonu getafe yoluna devam edebilseydi, bayern'in kokuşmuş endüstriyel şampiyonlar ligi havasından kurtulmuş olacaktık. her şey çok güzel olacaktı. abondanzieri utansın...

bu arada bayern-zenit maçını aztv gösterecekmiş. tadına doyulmaz bir gece olacak belli ki.

İsmi Yeter


bir şampiyonlar ligi yarı final maçı öncesi hiç kimse bu kadar ahkam kesmemişti. sanki united bir fa cup mücadelesinde coventry city ile eşleşmiş gibi mutlak favori gösteriliyor, bahisler tereddütsüz deplasman takımına oynanıyor, 2006 şampiyonuna ezik muamelesi yapılıyordu. ancak ahkamların havada kaldığı bir maça tanık olduk dün akşam. tek tutunacak dalı kalan barça saldırdı, durdu. manu'nun da özellikle ortasahasında düzeninin bozulması ve anlayamadığım şekilde çekingenliği katalan ekibinin sürekli, hiç bıkmadan paslaşmasına ve %65'lik topla oynama yüzdesine sahip olmasına sebep oldu. ancak ne olursa olsun pas karın doyurmadı. barça aheste hücum yaptı, dengeyi bozamadı ve hücum yönü çok güçlüymüş gibi gözükse de net pozisyon bulamadan, ilerde çoğalamadan maçı bitirdiler. barça'da yaya ve xavi şahane oynarken, united'ın iki beki -hargreaves,evra-, ferdinand ve carrick çok sağlamdı.

ikinci maç neler olura gelirsek barça'nın hücumu düşünen manu defansını dengesiz yakalama ihtimali fazla; ancak kırmızılar bu sefer mutlaka gol atacaktır, bunu hesaba katmak zorundalar. ronaldo ve rooney ile daha sağlıklı bir messi ve puyol maçın kilit adamları olacak.

23 Nisan 2008 Çarşamba

Allah Utandırmasın


acetobalsamico gibi şahane bir blog beni uzun süredir özendirdi blog yaratmaya. kısmet bugüneymiş. parmaklarımız yettiğince futbol yazacağım bu bloga. kendimce fikirlerim bu blogda yer bulacak. kurdele kesen milletvekillerinin heyecanını yaşıyor gibiyim... hayırlı olsun...